26 Ocak 2011 Çarşamba

Lo&Loud Cafe


Bir cumartesi öğleden sonrası, "kahvem eşliğinde saatlerce kitap okuma" başlıklı haftasonu klişesini gerçekleştirebilmek amacıyla tunalıdaki cafe arayışlarımıza başladık. Arkadaşım rutinimizden şaşmamamız gerektiğini söylerek Starbucks'ın yolunu tutmamızı önerirken, ben daha farklı arayışlar içerisindeydim. Uzun zamandır önünden geçmekte olduğum Lo&Loud'u denemeyi kendisine teklif ettim. Dışarıda soğuk adeta iliklerimize işlediği için direkt içeriye geçtik. Girişte, sol tarafta kahvenin yanında atıştırmak içn cookie, cupcake, muffin,.. (farkettim de dilimize ne çok yabancı sözcük girmiş) gibi seçeneklerin sıralandığı bir stand var. Sağ tarafta ise kahveler hazırlanıyor, hepi topu 4-5 masa var. İçerisi çözemediğim şekilde çok karanlıktı. Dekorasyonu bu kadar beyaz ağırlıklı bir mekanda, bu denli basık ve karanlık bir atmosfer oluşturmayı başarmaları takdire şayan!.. Kendimize kitap okuyacak sessiz bir köşe arıyoruz ya.. En dipteki masaya geçtik; fakat karanlıktan ötürü kitap okumamız mümkün değil. Ayrıca girdikten sonra farkettiğimiz üzere içerisi aynı zamanda "depo" isimli bir mağaza. Bu nedenle, önümüzden geçenin haddi hesabı yok. Çareyi tüm soğuğa rağmen dışarıya oturmakta bulduk. İsteğimiz üzerinde yanımızdaki ısıtıcıyı yakmalarıyla keyfimiz bir miktar yerine geldi, heyecanla gelecek olan kahveleri beklemeye başladık. Arkadaşım damla sakızlı Türk kahvesi, bense cappuccino istemiştik. Ancak gelen kahveler fiyat göz önünde bulundurulduğunda vasat. Gelen kahvelerle birlikte, soğuğun da etkisiyle kitap okuma hayallerimizi başka bir güne erteleyerek lo&loud'a elveda dedik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder