30 Mayıs 2011 Pazartesi

Harvey Nichols Brasserie

Bu sabah kahvaltı yapmak için soluğu Harvey Nichols Brasserie’de alıyoruz. Henüz hava pırıl pırıl. Ankara’yı esir alan sağanak yağış bugünlük henüz başlamamışJ Fırsat bu fırsat diyerek dışarıda oturuyoruz. Kahvaltı tabaklarımızdan önce masaya çaylarımız geliyor. Bardaklar ilginç tasarımlarıyla dikkatimizi çekiyor.








Çaylarımızdan henüz birkaç yudum almıştık ki, bu kez sıcacık ekmekler masadaki yerini alıyor. Ekmekler 2 çeşit: cevizli ve dereotlu. İkisi de leziz; ancak tercihimiz cevizliden yana.
Ve nihayet sabırsızlıkla beklediğimiz kahvaltı tabaklarımız. Çeşitler fotoğrafta da görebileceğiniz üzere  az ve öz.








Vişne reçeli çok başarılı. Normalde kahvaltıda reçeli çok fazla tercih etmememe karşı, bu reçeli resmen silip süpürüyorum. Tereyağı vasat. Gönül isterdi ki, o güzel reçelle yiyecek bir de kaymak olsaydı…
Yağda yumurta lezzetli, peynirler güzel ve yeterli çeşitlilikte. Yalnız, tabaktaki peynirlerde dikkatimi çeken; bütün çeşitlerin çok keskin aromalara sahip olmasıydı. Bu şahsen benim hoşuma gitti; ancak peynirde daha geleneksel seçimleri olanları çok memnun edeceğini düşünmüyorum. En azından çeşitlerden biri kaşar, beyaz peynir ya da dil peyniriyle değiştirilebilir.
Domates salatalık ve marullar taze, elmalar ise ferahlatıcıydı. Yumurtalı ekmeğe çok dokunmadım, çok sevdiğim bir lezzet değildir. Üzerine sürdükleri bal ve peynirle, ortaya klasik yumurtalı ekmekten daha farklı bir lezzet ortaya çıkmış; ancak ortaya çıkan bu yeni lezzeti de sevdiğimi söyleyemeyeceğim.
Biz tabaktakileri silip süpürmekle meşgulken, sınırsız çay hizmetimizin de hiç aksamadan devam ettiğini özellikle belirtmek istiyorum. Servis gerçekten çok başarılı.
Sessiz sakin bir ortamda, sıcaklar çok bastırmadan, alışveriş öncesi hafif bir kahvaltı yapayım diyorsanız, Harvey Nichols Brasserie doğru adreslerden biri olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder